6 Şubat depremlerinde Adana'da büyük bir yıkıma neden olan ve 82 kişinin hayatını kaybettiği İhsan Bayram Sitesi ile ilgili hazırlanan bilirkişi raporu, depremin değil, hırsızlığın ve ihmalin bu felakete yol açtığını ortaya koydu. Zemin etüdü sonuçları ve deprem şiddeti yönetmelik sınırları içinde olmasına rağmen binanın yıkılması, uzmanları harekete geçirdi. Raporda, kullanılan malzemenin kalitesizliği, eksik malzeme kullanımı ve imalat hatalarının binanın yıkılmasındaki temel etkenler olduğu belirtildi. Bu durum, felaketin aslında göz göre göre geldiğini acı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Bilirkişi Raporu Gerçekleri Ortaya Çıkardı

İhsan Bayram Sitesi davasında hazırlanan bilirkişi raporu, Adana'daki deprem felaketinin ardındaki acı gerçeği gün yüzüne çıkardı. Rapora göre:

• Zemin sağlamlığı yeterli seviyedeydi.
• Deprem şiddeti, yürürlükteki yönetmeliklerin altında seyrediyordu.
• Ancak buna rağmen bina, yerle bir oldu.

Uzmanlar, yaptıkları detaylı incelemeler sonucunda yıkımın doğal afet kaynaklı olmadığını, aksine düşük kaliteli beton kullanımı, eksik malzeme ve imalat hileleri gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle meydana geldiğini tespit etti. Bu tespitler, felaketin aslında önlenebilir olduğunu ve sorumluların gerekli önlemleri almadığını gösteriyor.

Hırsızlık ve İhmal Zinciri

Bilirkişi raporunda vurgulanan eksik malzeme ve imalat hileleri, aslında bir hırsızlık ve ihmal zincirini işaret ediyor. İnşaat sürecinde kullanılan malzemeden çalınması, kalitesiz malzeme kullanılması ve gerekli denetimlerin yapılmaması, binanın dayanıklılığını ciddi şekilde zayıflattı. Bu durum, deprem anında binanın yıkılmasına ve 82 masum insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu acı olay, inşaat sektöründeki denetim mekanizmalarının ne kadar önemli olduğunu ve dürüstlüğün, kalitenin ve insan hayatının her şeyin önünde tutulması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

İhsan Bayram Sitesi'nin yıkılmasının ardındaki gerçeklerin ortaya çıkması, benzer felaketlerin yaşanmaması için önemli bir ders niteliğinde. İnşaat sektöründe daha sıkı denetimlerin yapılması, malzeme kalitesinin artırılması ve imalat sürecindeki hataların en aza indirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, gelecekte de benzer acıların yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Bu olay, aynı zamanda kamuoyunun bilinçlenmesi ve inşaat projelerini yakından takip etmesi gerektiğini de gösteriyor. Unutulmamalıdır ki, güvenli binalarda yaşamak herkesin en temel hakkıdır.