Türkiye, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'in acımasızca katledilmesinin yıl dönümünde bir kez daha kadınların feryadıyla yankılanıyor. Kadın Dayanışma Komiteleri öncülüğünde Eskişehir, İstanbul, Ankara, İzmir, Denizli ve Mersin gibi büyük şehirlerde binlerce kadın sokaklara çıkarak adalet taleplerini haykırdı. 4 Ekim 2024 tarihinde İstanbul'da yaşanan bu vahim olay, kadın cinayetlerinin ülkemizde ne denli büyük bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Kadınlar Yas Tutmayacak, Adalet İsteyecek!

Kadın Dayanışma Komiteleri, yaptıkları açıklamalarda, "Yas tutmayacak, sessiz anmalar ve taziyelerle yetinmeyeceğiz!" diyerek, bu tür cinayetlerin son bulması için mücadele edeceklerini vurguladılar. Kadınlar, sadece faillerin cezalandırılmasını değil, aynı zamanda kadın cinayetlerinin temelinde yatan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de ortadan kaldırılmasını talep ediyorlar. Bu amaçla, çeşitli eylemler ve etkinliklerle kamuoyunun dikkatini çekmeye devam edecekler.

Kadın cinayetleri, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın birçok ülkesinin karşı karşıya olduğu ciddi bir sorundur. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya genelinde her gün ortalama 137 kadın, partneri veya aile üyesi tarafından öldürülüyor. Bu istatistikler, kadın cinayetlerinin ne denli yaygın ve acımasız bir gerçeklik olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Türkiye'de de kadın cinayetleri son yıllarda giderek artış göstermekte. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, 2023 yılında 315 kadın öldürüldü. Bu rakamlar, Türkiye'nin kadın cinayetleriyle mücadelede daha etkin adımlar atması gerektiğini gösteriyor.

Kadın Cinayetlerine Karşı Mücadele Nasıl Yürütülmeli?

• Toplumsal Farkındalık Yaratmak: Kadın cinayetlerinin nedenleri ve sonuçları hakkında kamuoyunu bilinçlendirmek, bu sorunun çözümü için atılacak ilk adımlardan biridir.
• Eğitim: Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitimler düzenlemek, özellikle genç nesillerin bu konuda bilinçlenmesini sağlamak önemlidir.
• Yasal Düzenlemeler: Kadınları şiddetten koruyacak daha etkin yasal düzenlemeler yapmak ve mevcut yasaların uygulanmasını sağlamak gerekmektedir.
• Destek Mekanizmaları: Şiddet mağduru kadınlara yönelik destek mekanizmalarını güçlendirmek, kadınların şiddetten kurtulmalarına yardımcı olacaktır.
• Erkeklerin Eğitimi: Erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitilmesi, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Kadınların İkbal ve Ayşenur için sokaklara dökülmesi, sadece bir yas eylemi değil, aynı zamanda bir direnişin ve adalet arayışının sembolüdür. Kadınlar, bu tür cinayetlerin son bulması için mücadele etmeye ve seslerini yükseltmeye devam edecekler. Unutulmamalıdır ki, kadın cinayetleri sadece kadınların sorunu değil, tüm toplumun sorunudur. Bu nedenle, hep birlikte bu sorunun çözümü için çalışmalı ve kadınların güvenli bir şekilde yaşayabileceği bir toplum inşa etmeliyiz.