Bolu'daki Grand Kartal Otel yangınında yaşanan acı kayıpların ardından tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan çarpıcı açıklamalar geldi. Ortaylı, bu felaketin sadece bir yangın değil, aynı zamanda bir zihniyetin çöküşü olduğunu vurguladı. Ortaylı, "Bu sadece bir yangın değil, bir çürümenin fotoğrafı" diyerek yaşanan ihmallere dikkat çekti.

"Duygularını Yitirmiş Vikingler Gibiler!"

İlber Ortaylı, Hürriyet'teki köşesinde, "İnsanların kâr hırsı uğruna doğayı, kültürü, tarihi, hatta çocukların hayatını hiçe saydığı bir düzenin fotoğrafıdır bu" ifadelerini kullandı. Ünlü tarihçi, bazı insanların duygularını yitirmiş Vikingler kadar soğuk olduğunu belirterek, belli iş insanlarının otelcilikten men edilmesi gerektiğini savundu. Ortaylı ayrıca, Grand Kartal Otel'in yıkılması yönündeki önerilere de sert tepki gösterdi ve "Bunun konuşulması bile bir suç. En büyük delil otelin kendisidir" dedi.

Ortaylı'nın dikkat çektiği diğer önemli noktalar şunlardı:

• Yaylaların beton yığınları arasında boğulduğu
• Karadeniz bölgesinin bu anlayıştan en çok zarar gören yerlerin başında geldiği
• Kartalkaya'nın da aynı zihniyetin kurbanı olduğu

Prof. Dr. Ortaylı, özellikle Karadeniz hattında yaşanan tahribata dikkat çekerek, "Dağlar, ormanlar, yaylalar beton yığınları arasında boğuluyor. Akdeniz kıyılarını da bozduk. Kartalkaya da aynı zihniyetin kurbanı. Her yıl ‘ekoturizm’, ‘kış turizmi’ gibi cafcaflı isimlerle pazarlanan bu alanlar aslında yağmalanıyor" şeklinde konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Ayrılmalı mı?

Ortaya çıkan bu acı tabloyu "kültürel ve idari bir çürümenin sembolü" olarak nitelendiren Ortaylı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bölünmesi gerektiğini savundu. Ortaylı, "Kültür ve turizm kavramlarını aynı çatı altında barındırmak başlı başına bir ironiye dönüştü. Çünkü biri korumayı, diğeri kazancı temsil ediyor. Bu bakanlık artık ikiye ayrılmalı. Kültür koruyucu olmalı, turizm ise denetlenen, sınırlanan bir faaliyet hâline gelmelidir" dedi.

Bolu'daki otel yangını ve İlber Ortaylı'nın açıklamaları, Türkiye'de turizm anlayışının ve denetim mekanizmalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Ortaylı'nın isyanı, kâr hırsının insan hayatından ve doğal güzelliklerden daha önemli görülmemesi gerektiği konusunda önemli bir uyarı niteliği taşıyor.