14 Mayıs 2025 Çarşamba

İlyas Tunç'tan 20. Yüzyıl Katliamları: Uygarlığın Karanlık Yüzü

20. Yüzyılın Kanlı Tarihi: Uygarlık Maskesinin Ardındaki Barbarlık

Uygarlık denilen kavram, tarih boyunca ilerleme ve refah vaatleriyle birlikte şiddeti de sistematik hale getirdi. İlyas Tunç, "Ne Çok Gelecek Ne Az Zaman" adlı eserinde, 20. yüzyılda yaşanan katliamları, soykırımları ve sömürgecilik faaliyetlerini mercek altına alıyor. Kitap, "uygarlaştırma" adı altında işlenen suçları hatırlatarak, benzer trajedilerin tekrarlanmaması için bir uyarı niteliği taşıyor.

Sömürgecilikten Soykırımlara: Şiddetin Sistemleşmesi

Nietzsche'nin "Tanrı öldü" sözüyle özetlenebilecek modern dönem, aynı zamanda devlet eliyle işlenen cinayetlerin de yüzyılı oldu. Tunç, bu süreçte:

  • Sömürgeci güçlerin "medeniyet götürme" kisvesi altında yürüttüğü katliamları,
  • Dünya savaşları ve vekalet çatışmalarının yol açtığı kitlesel ölümleri,
  • Kapitalizmin yarattığı eşitsizliklerin şiddete dönüşme biçimlerini

detaylı bir şekilde inceliyor. Özellikle Afrika, Asya ve Latin Amerika'da yaşanan trajediler, "Beyaz Adam"ın hegemonyası altında nasıl görmezden gelindiğini gösteriyor.

Unutulan Katliamlar ve Hatırlamanın Gücü

Tunç, kitabında sadece Holokost veya Ruanda Soykırımı gibi bilinen olayları değil, unutulmuş katliamları da gündeme getiriyor. Örneğin:

  • 1937'de Japonya'nın Nanking'de yaptığı katliam,
  • 6-7 Eylül Olayları gibi yerel şiddet dalgaları,
  • Soğuk Savaş döneminde ABD destekli darbelerin yol açtığı kayıplar

gibi örnekler, devlet şiddetinin evrensel boyutunu ortaya koyuyor. Tunç'a göre, bu olayları hatırlamak, gelecekte benzer faciaların önüne geçmek için kritik bir adım.

Kitap, okuyucuyu "cellat" ve "kurban" ikilemi üzerine düşünmeye davet ediyor. Tunç'un altını çizdiği gibi, 20. yüzyıl sadece ölümlerin değil, aynı zamanda şiddetin normalleştiği bir dönemdi. "Ne Çok Gelecek Ne Az Zaman", bu karanlık mirası sorgulayarak, insanlık tarihinin en acımasız sayfalarına ışık tutuyor.

İlgili Haberler