Kadına Şiddet ve Cezasızlık: Yatarı Ne Kadar Diye Soran Failler
Son dönemde artan kadına yönelik şiddet olayları, ceza sisteminin etkinliğini yeniden gündeme getirdi. Avukatlar ve kadın hakları savunucuları, infaz düzenlemelerinin failleri cesaretlendirdiğini ve "cezasızlık politikası" yarattığını vurguluyor. Peki, kanunlarda yazan cezalar neden uygulanmıyor?
İnfaz Yasası Neden Sorunlu?
EŞİK gönüllüsü avukat Yelda Koçak, son yıllarda çıkarılan yargı paketlerinin cezaları erittiğini belirtiyor: "Artık failler 'Cezası ne kadar?' diye sormuyor, 'Yatarı ne kadar?' diye bakıyor. TCK'da ağırlaştırılmış müebbet 20 yıl yazsa da fail 3 yıl sonra çıkacağını biliyor." Koçak'a göre, bu durum şiddeti önlemede caydırıcılığı ortadan kaldırıyor.
- Denetimli serbestlik ve COVID affı gibi düzenlemelerle suçluların erken salıverilmesi,
- Tekerrürde bile ceza indirimi uygulanması,
- Kadın cinayetlerinin istatistiklere indirgenmesi.
Şiddetin Kökeni: Dil ve Kültür
Türkiye Şiddetsiz İletişim Derneği'nden Gizem Alav Şapçı, şiddetin dilde başladığına dikkat çekiyor: "Kadını aşağılayan küfürler, 'eksik etek' gibi kalıplar şiddeti normalleştiriyor. Toplum olarak bu dili değiştirmedikçe, şiddet sarmalı devam edecek." Şapçı, günlük konuşmalardaki masum görünen ifadelerin bile tehlikeli olduğunu vurguluyor.
Kadın hakları savunucuları, çözüm için şu adımların atılması gerektiğini söylüyor:
- Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin kreşten başlatılması,
- 6284 sayılı kanunun etkin uygulanması,
- Şiddet faillerinin rehabilitasyonu.
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Şiddete sıfır tolerans" açıklamasına rağmen, uzmanlar somut adımların atılmadığı konusunda uyarıyor. Kadın cinayetlerinin önlenmesi için yalnızca cezaların artırılması değil, infaz süreçlerinin de gözden geçirilmesi gerekiyor.