Doğu Karadeniz Bölgesi, iklim değişikliğinin etkisiyle artan yağışlar sonucu meydana gelen heyelan, taşkın ve sellerle mücadele ederken, şimdi de deprem riskiyle karşı karşıya. Bilim insanları, bölgede sıkça yaşanan ve pek hissedilmeyen mikro depremlerin, özellikle heyelan afetlerini tetiklediğini belirtiyor. Uzmanlar, bölgenin coğrafi yapısı ve yapı stoku göz önüne alındığında, riskin ciddiyetine dikkat çekiyor.

Karadeniz Fayı Sahil İçin Tehdit Mi?

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, son olarak Trabzon'un Yomra ilçesinde meydana gelen 2.4 büyüklüğündeki mikro depremin, bölgedeki aktif fayların varlığının bir göstergesi olduğunu vurguluyor. Bektaş, "Bu tür mikro depremler olağandır ve bölgede deprem üreten fayların varlığını gösterir. Karadeniz fayı, Karadeniz sahili için ciddi bir tehdit unsurudur," şeklinde konuştu. 1968 yılında Karadeniz fay hattı üzerinde Bartın'da meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremi hatırlatan Bektaş, bu fayın potansiyel tehlikesine dikkat çekiyor.

Yapı Stokunun Yeniden Gözden Geçirilmesi Şart!

Prof. Dr. Bektaş, bölgedeki yapı stokunun güncel deprem yönetmeliklerine uygun olmadığını ve acilen gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle sahil kesimindeki binalarda görülen korozyonun (demirlerin paslanması) büyük bir risk oluşturduğunu ifade eden Bektaş, "AFAD'ın 2019 Deprem Tehlikesi Haritası'nda Trabzon'un deprem tehlikesi 2 kat, Rize'nin ise 3 kat arttırılmıştır. Mevcut durumda, Rize-Trabzon sahilinin 6.6 büyüklüğündeki bir depreme hazır olması gerekmektedir," dedi. Bölgedeki dolgu alanları ve kumsal zemin yapısı da riski artıran faktörler arasında gösteriliyor.

Mikro Deprem Kümeleri ve Heyelan İlişkisi

2023 Kahramanmaraş depremlerinin ardından Trabzon ve Rize arasında mikro deprem kümelerinin oluştuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bektaş, bu durumun heyelanları tetiklediğini belirtiyor. Bektaş, "2024 yılında Rize-Çamlıhemşin'de meydana gelen 4.8 büyüklüğündeki deprem ve ardından Arhavi'de yaşanan heyelan, bu ilişkinin açık bir göstergesidir. Heyelanın olduğu yerde yağış olmamasına rağmen, depremin etkisiyle toprak kayması yaşanmıştır," ifadelerini kullandı.

• Karadeniz'de hissedilmeyen mikro depremler heyelanları tetikliyor.
• Bölgedeki yapı stoku depreme dayanıklı değil.
• İklim değişikliği ve artan yağışlar riski artırıyor.

Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan bu gelişmeler, bölge halkının ve yetkililerin dikkatini çekmesi gereken önemli bir konudur. Uzmanlar, bölgedeki yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi, heyelan riskine karşı önlemler alınması ve bölge halkının bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, gelecekte daha büyük felaketlerle karşılaşma olasılığı kaçınılmaz olacaktır.