Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde geçtiğimiz yıl acımasızca katledilen 8 yaşındaki Narin Güran'ın son doğum gününe ait görüntüler ortaya çıktı. Bu görüntüler, Türkiye'yi yeniden yasa boğdu. Minik Narin'in hayata veda etmeden önceki neşeli anları, izleyenlerin yüreklerini dağladı.
Narin'in Doğum Gününde Yaşadığı Mutluluk
Görüntülerde, Narin'in doğum günü pastasının üzerindeki mumu üflediği ve ardından babası Arif Güran'a ve annesi Yüksel Güran'a sarıldığı görülüyor. O anlarda yüzünden eksik olmayan gülümseme, Narin'in hayata ne kadar bağlı olduğunu gözler önüne seriyor. Bu görüntüler, Narin'in ailesi ve sevenleri için tarifsiz bir acı kaynağı oldu.
Narin'in ölümü, Türkiye'de büyük bir infiale yol açmıştı. Küçük kızın katledilmesi, toplumun her kesiminden büyük tepki toplamış ve faillerin en ağır şekilde cezalandırılması istenmişti. Davanın 2'nci duruşmasında Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti.
Olayın Arka Planı
Narin Güran, 21 Ağustos 2024 tarihinde Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsalında kaybolmuştu. Arama çalışmalarının 19'uncu gününde, minik Narin'in cansız bedeni bir dere yatağında bulunmuştu. Çuvala konularak üzeri taşlarla kapatılan Narin'in katilleri, olayın ardından yakalanarak tutuklanmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Narin'in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti. İddianamede, sanıkların HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında aynı evde oldukları belirtilmişti.
Adalet Yerini Buldu mu?
Davanın 26 Aralık'ta başlayan ve 28 Aralık'ta sona eren 2'nci duruşmasında Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'a 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar'a ise 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Narin'in acı kaybı, Türkiye'de çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi konusunda daha fazla farkındalık yaratılmasına vesile oldu. Umuyoruz ki, bu tür acı olaylar bir daha yaşanmaz ve çocuklarımız güven içinde büyüyebilirler.
