İstanbul'da düzenlenen Asya Pasifik Seyahat Birliği (PATA) 2025 Yıllık Zirvesi, turizm sektöründe önemli tartışmalara sahne oldu. 35 bölgeden 260 delegenin katılımıyla gerçekleşen zirvede, turizmde tanıtım harcamalarının azaltılması konusu öne çıktı. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) Genel Müdür Vekili Sinan Seha Türkseven, PATA Yönetim Kurulu Başkanı Peter Semone ve PATA CEO'su Noor Ahmad Hamid'in konuşmaları, sektörün geleceğine dair önemli ipuçları verdi.
Turizmde Yeni Dönem: Yönetim mi, Tanıtım mı?
PATA Başkanı Peter Semone, turizmin uzun süredir pazarlama odaklı olduğunu ve yönetiminin göz ardı edildiğini vurguladı. Semone, "Fakat, şimdi bir dönüşüm görüyorum ve zirve boyunca bunu hissettim. Bölgelerimiz üzerindeki baskı giderek artarken, artık turizmin yönetimine de en az pazarlamaya harcadığımız kadar, hatta belki daha fazla, kaynak ayırmamız gerektiğinin farkına varıyoruz" dedi. Bu açıklama, turizmde tanıtım harcamalarına ayrılan bütçelerin yeniden değerlendirilmesi gerektiği sinyalini veriyor.
TGA Genel Müdür Vekili Türkseven ise, Türkiye'nin turizmdeki başarısına dikkat çekerek, "2024'te 62 milyondan fazla ziyaretçi ağırlayarak Türkiye için rekor bir sayıya ulaştık ve dünyanın ilk 5 turizm bölgesi arasındaki yerimizi sağlamlaştırdık" ifadelerini kullandı. Ancak, tanıtım bütçesindeki olası bir azalmanın bu başarıyı nasıl etkileyeceği merak konusu.
Sürdürülebilir Turizm İçin Neler Yapılmalı?
PATA CEO'su Noor Ahmad Hamid, turizmin gelecek nesiller boyunca gelişmesi için yalnızca rakamlara bakılmaması gerektiğini belirtti. Hamid, "PATA üyeleri olarak güçlü bir rolünüz var. Dayanıklı ve anlamlı bir turizm ekonomisi şekillendirebiliriz" dedi. Sürdürülebilir turizm anlayışı, sadece tanıtım faaliyetleriyle değil, aynı zamanda çevresel ve kültürel değerlerin korunmasıyla da mümkün olabilir.
- Turizmde çeşitliliğin artırılması
- Yerel ekonomilerin desteklenmesi
- Çevreye duyarlı uygulamaların teşvik edilmesi
- Kültürel mirasın korunması
- Turizmde farkındalığın artırılması
Turizmde tanıtım harcamalarının azaltılması, sektörde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Ancak, bu durumun Türkiye'nin turizmdeki rekabet gücünü olumsuz etkilememesi için dikkatli adımlar atılması gerekiyor. Sürdürülebilir turizm anlayışıyla hareket ederek, hem ekonomik başarıyı sürdürmek hem de doğal ve kültürel değerleri korumak mümkün.