İstanbul'da Can Holding ve Ciner Grubu'na yönelik dev bir operasyon düzenlendi. Başsavcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Can Holding ve Ciner Grubu çatısı altındaki toplam 18 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyım olarak atandı. Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can ise tutuklandı. Bu beklenmedik gelişme, iş dünyasında büyük yankı uyandırdı.

Soruşturmanın Perde Arkası: Neler İddia Ediliyor?

Başsavcılık, Can Holding yöneticileri hakkında çok ciddi suçlamalar yöneltiyor. Bunlar arasında “örgüt kurma, yönetme ve örgüte üye olma”, “suçtan elde edilen malvarlığı değerlerini aklama” ve “nitelikli dolandırıcılık” gibi ağır suçlar bulunuyor. İddialara göre, Can Holding AŞ ile Ciner Grubu bünyesindeki Park Holding AŞ arasında mali-ticari bağlar tespit edildi. Bu bağlar üzerinden gerçekleştirilen işlemlerle suç gelirlerinin aklandığına dair kuvvetli şüpheler olduğu belirtiliyor.

Kayyım atanan şirketler arasında Can Holding çatısı altındaki Transworld, Turktab markalı tütün şirketleri, Kuranlar Petrol, European International Tobacco ve Nargıll Tütün gibi birçok önemli şirket yer alıyor. Ciner Grubu tarafında ise Park Teknik, Park Elektrik, Konya Ilgın Elektrik, Park Sigorta, Ciner Turizm, Etz Maden, Söğütözü İthalat İhracat ve Kasımpaşa Sportif Faaliyetler AŞ gibi büyük şirketler de kayyım kapsamına alındı. Yetkililer, bu şirketlerde yüklü miktarda malvarlığı bulunduğunu ve bu malvarlığının örgüt faaliyetleri kapsamında kullanıldığına dair ciddi emareler olduğunu ifade ediyor.

Soruşturmanın geçmişi de oldukça dikkat çekici. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan dosya, yetkisizlik gerekçesiyle İstanbul'a devredildi. MASAK ve mali denetim raporları doğrultusunda; kaynağı belirsiz para girişleri, şirketler arası aktarımlar ve faturasız/sahte belge düzeniyle vergi yükümlülüğünün azaltıldığı iddia ediliyor. Holding yapısı içinde, Kemal Can ve Mehmet Şakir Can liderliğinde hareket edildiği, çok sayıda şirket kurularak denetimin zorlaştırıldığı, yönetimlerdeki değişikliklerle sorumluluğun dağıtıldığı öne sürülüyor.

Medya Devri ve Ciner'e Yakalama Kararı

Soruşturmanın en çarpıcı detaylarından biri ise Can Holding'in 22 Aralık 2024 tarihinde Ciner Medya TV Hizmetleri AŞ, Show TV, Habertürk Gazetecilik AŞ, HT Spor, C Görsel, Kanal 1, CİNER Dijital, Boğaziçi Radyo TV ve C Yapım gibi medya şirketlerini satın alması. Bu devirlerde aklama suçuna ilişkin şüpheler bulunduğu belirtiliyor. Hatta, yurt dışında olduğu bildirilen Turgay Ciner hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Ciner Grubu’na bağlı Park Holding AŞ ve AFC İthalat İhracat Turizm AŞ, Zeyfa İthalat İhracat AŞ, Silopi Elektrik Üretim AŞ için de TMSF kayyum atandı.

Operasyonlar kapsamında Atilla Ciner, Gökhan Şen, Gürsel Usta, Orhan Yüksel, Selçuk Yeşiltaş, Çiğdem Yılmaz ve grup bünyesinden başka isimlerin de aralarında bulunduğu şüpheliler gözaltına alındı. Önceki işlemlerde kimi şüpheliler tutuklanmış, Kenan Tekdağ hakkında ise ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol uygulanmıştı.

Bu gelişmelerin ardından akıllara şu sorular geliyor:

• Bu soruşturma, Türkiye'deki diğer büyük holdingleri de etkileyecek mi?
• Medya sektöründe yeni bir dönem mi başlıyor?
• Şirketlere atanan kayyımlar, şirketlerin işleyişini nasıl etkileyecek?

Bu soruların cevabı, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında netlik kazanacak gibi duruyor.

Unutulmamalıdır ki, soruşturma kapsamındaki tüm suçlamalar yargılama sonuçlanıncaya kadar iddia niteliğindedir. TMSF kayyumluğu, şirketlerin yönetiminin geçici olarak devralınması anlamına gelir; nihai karar yargı süreci sonunda verilecektir. Bu süreçte, şirketlerin faaliyetlerinin nasıl etkileneceği ve soruşturmanın sonuçlarının ne olacağı merakla bekleniyor.