
Çocuklar Tehlikede Mi? Uzmanından Şok Uyarı!
Kadıköy'de yaşanan üzücü olay sonrası, çocukların "yetişkinler gibi yargılanması" tartışması yeniden alevlendi. Girne Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan, bu konudaki önemli noktalara dikkat çekerek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Atılgan, mevcut sistemdeki eksikliklere ve ceza ehliyeti yaşının düşürülmesinin olası sonuçlarına dair önemli uyarılarda bulundu.
Çocuklar Korumasız Mı?
Atılgan, Türkiye'de yıllardır bir çocuk güvenliği eylem planının olmamasına ve çocuk korumaya özgü strateji planlarının hazırlanmamasına dikkat çekiyor. Çocuk istismarı ve ihmali verilerinin toplanmaması, suça karışan çocuklarla ilgili detaylı istatistiklerin kamuoyuyla paylaşılmaması gibi önemli eksikliklere vurgu yapıyor. Bu durumun, çocukları güvende tutma politikalarının üretilmesini engellediğini ve çocukların korumasız kalmasına yol açtığını belirtiyor.
Atılgan'a göre, ceza ehliyeti yaşının değiştirilmesi talebi, daha büyük sorunları gizleyen bir manipülasyon. Bu tür bir yasa değişikliği, sadece belirli bir olayın faillerini etkilemekle kalmayacak, toplumda genel bir sorun yaratarak çocukların çocukluklarını tamamen yitirmesine ve ciddi sosyal ve hukuki sıkıntılara yol açacaktır.
Ceza Ehliyeti Yaşı Düşürülmeli Mi?
Atılgan, ceza ehliyeti yaşının düşürülmesinin çocukları "yetişkinlerin küçük hali" olarak görme anlayışını pekiştirdiğini ve bu yaklaşımın son derece tehlikeli olduğunu vurguluyor. Çocukların ekonomik, sosyal ve psikolojik açılardan yetişkinlerden farklı olduğunu belirten Atılgan, yetişkinler için uygulanan yasaları kesip biçerek çocuklara uygulamanın, sadece sistemi bozmakla kalmayacağını, çocukların gelişim süreçlerini de olumsuz etkileyeceğini ifade ediyor.
Ayrıca, ceza ehliyeti yaşının düşürülmesinin, vahşi kapitalizm ve çocukların ekonomik sömürüsünü artıracağına dikkat çekiyor. Çocukların iş gücü olarak sömürülmesi, çocuk işçiliği gibi sorunlarla sıklıkla karşılaşıldığını belirten Atılgan, çocukların cezai sorumluluklarının yetişkinlerle eşitlenmesinin, çocukların istismarına ve kötü muameleye uğramalarına zemin hazırlayacağını söylüyor.
Çözüm Ne? Çocuklar Nasıl Korunur?
Dr. Eylem Ümit Atılgan, Türkiye'deki çocuk adalet sistemine dair önemli bir eksikliğe dikkat çekiyor: "Çocuklar tehlikede, tehlikeli değiller." Bu nedenle, çocukların korunması için acilen bir çocuk güvende tutma sistemi kurulması gerektiğini vurguluyor. Bu sistemin, çocuk koruma sistemi ihlalleri takip ederken, risk altındaki çocukları da desteklemesi gerektiğini belirtiyor.
Atılgan, çocuk adalet sisteminde yeterli psikolog ve sosyal çalışmacı istihdam edilmediğini, çocukların yüksek yararını gözeten bir sistemden uzak olunduğunu ve çocuk savcılığı biriminin yasada öngörüldüğü şekilde hayata geçirilmediğini de ifade ediyor. Çocuk savcılığının, suç öncesi faaliyet yürüten bir birim olması gerektiğini, ancak şu an sadece suç işlendikten sonra devreye giren bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor.
Atılgan'ın vurguladığı bir diğer önemli nokta ise, uluslararası çocuk hakları sözleşmelerinin altının oyulmasına karşı uyarılarda bulunması. Şayet reşit olmayanların işlediği tecavüz ve cinayet davalarında cezaların ağırlaştırılması talebine Amerika örnek veriliyorsa, orada durumun ne olduğunun sorulması gerektiğini belirtiyor. Verilerin, istatistiklerin ağırlaştırılan cezaların değil, geliştirilen koruma destekleme mekanizmalarının ve sosyal politikaların suç oranını düşürdüğünü ortaya koyduğunu ifade ediyor.
Sonuç olarak, Dr. Eylem Ümit Atılgan, yapılan yanlış manipülasyonların ve yasaların yanlış uygulanmasının, ülkenin çocuklarını kaybetme noktasına getirebileceği uyarısında bulunuyor. Çocukların geleceğimizin teminatı olduğunu, onların haklarını, güvenliklerini ve gelişimlerini en iyi şekilde sağlamamız gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, sadece çocukları değil, tüm toplumu kaybedeceğimizi belirtiyor. Ahmet Mattia Minguzzi davası ise 8 Mayıs'a ertelendi.