Türkiye, güne yeni bir zam haberiyle daha uyandı. Elektrik fiyatlarına yapılan son zamlar, vatandaşın cebini yakarken, geleceğe dair umutları da karartıyor. Peki, bu zamların ardında yatan gerçekler neler? Fatura kabusu kapıda mı?
Zamlar ve Vatandaşın Çaresizliği
Elektriğe gelen %25'lik zam, sadece faturaları etkilemekle kalmadı, aynı zamanda vatandaşın yaşam kalitesini de derinden sarstı. Emekliler, öğrenciler, işçiler ve dar gelirli aileler, artan faturalarla nasıl baş edeceklerini düşünüyor. Bir anne, çocuğuna internetten ders izletirken, bir yandan da fatura sayacını kontrol ediyor. Esnaf, dükkanının ışıklarını kısmak zorunda kalıyor. Elektrik, artık sadece bir hizmet değil, aynı zamanda bir lüks haline geldi.
- Elektrik zammı, tüm kesimleri olumsuz etkiliyor.
- Dar gelirli vatandaşlar, faturaları ödemekte zorlanıyor.
- Eğitimden sağlığa, her alanda kısıtlamalar yaşanıyor.
Zamların Perde Arkası: Şirketler mi, Vatandaş mı?
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), meskenler için %25, kamu ve özel hizmetler için %15, sanayi için %10, tarım için %12,4 oranında zam yaptığını açıkladı. Gerekçe olarak ise "üretim ve dağıtım maliyetlerindeki artış" gösterildi. Ancak, asıl dikkat çekici olan, elektrik bedelinin %79'unun doğrudan dağıtım şirketlerinin kasasına gidiyor olması. Eskiden devletin kontrolünde olan elektrik dağıtımı, özelleştirme ile birlikte özel şirketlerin eline geçti. Bu durum, kamu hizmetinin kâr hizmetine dönüşmesine yol açtı.
Peki, bu kâr hizmetini yöneten şirketler kimler? Cengiz Holding, Limax Holding, Kolin İnşaat, Çalık Holding, IC Holding, Zorlu Holding, Alarko Holding, Sabancı Holding, Kipaş Holding, Eksim Holding, Türkerler Holding, Kiler Holding, Kazancı Holding, Torunlar Grubu, Akkök Grubu, Bereket Enerji ve Aydem Enerji gibi büyük holdingler, elektrik dağıtımından büyük gelir elde ediyor. Vatandaş tasarruf yapmaya çalışırken, bu şirketler kârlarını katlıyor.
Çözüm Ne? Enerji Temel Haktır!
Elektrik zammı, sadece bir ekonomik sorun değil, aynı zamanda bir adalet sorunudur. Birileri faturaların üstüne villa dikerken, birileri karanlıkta yaşamaya mahkum ediliyor. Bu durumun değişmesi için enerji politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Enerji, bir ticaret aracı değil, temel bir haktır ve her vatandaşın erişebilmesi sağlanmalıdır.
Enerji ticaret değil, temel haktır. Elektrik dağıtımı yeniden kamulaştırılmalı. Halkın sırtından şirketlere peşkeş çekilen sistem son bulmalı. Her fatura bir şirkete değil, bir vicdana çarpmalı. Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak fişin ucunda sadece elektrik değil, adalet de bekliyoruz.
