İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu'nun ardından yayımlanan "İstanbul Deklarasyonu" ile İsrail'e karşı sert bir mesaj verildi. Deklarasyonda, uluslararası topluma İsrail'in saldırganlığını durdurmak ve işlediği suçlardan sorumlu tutmak için "caydırıcı önlemler" alınması çağrısında bulunuldu.

İİT'den İsrail'e Kınama ve Çağrı

Bildiride, İsrail'in İran, Suriye ve Lübnan'a yönelik son saldırıları da dahil olmak üzere bölgede istikrarı bozan politikaları ve uluslararası hukuku ihlal eden eylemleri kınandı. Bu saldırıların, söz konusu ülkelerin egemenliği ve güvenliğine yönelik açık bir ihlal teşkil ettiği vurgulandı.

İİT'nin bu sert tutumu, Orta Doğu'daki gerilimin tırmandığı bir dönemde geldi. İsrail'in bölgedeki askeri operasyonları ve Filistinlilere yönelik politikaları, uzun süredir uluslararası toplumun eleştirilerine neden oluyor. İİT'nin çağrısı, bu eleştirilerin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

Deklarasyonda yer alan önemli noktalar şunlardır:

• İsrail'in saldırgan politikalarının kınanması
• Uluslararası topluma caydırıcı önlemler alma çağrısı
• Suriye, Lübnan ve İran'ın egemenliğine saygı gösterilmesi
• Filistin sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması gerekliliği

Orta Doğu'da Artan Gerilim ve İİT'nin Rolü

Orta Doğu, uzun yıllardır farklı aktörlerin çıkarlarının çatıştığı bir bölge olmuştur. İsrail-Filistin sorunu, Suriye iç savaşı, İran'ın nükleer programı gibi konular, bölgedeki gerilimi sürekli olarak yüksek tutmaktadır. İslam İşbirliği Teşkilatı, bu karmaşık ortamda üye ülkeler arasındaki işbirliğini güçlendirmeyi ve ortak çıkarları savunmayı amaçlamaktadır.

İİT'nin İstanbul Deklarasyonu, İsrail'e yönelik eleştirilerin yanı sıra, bölgedeki diğer sorunlara da dikkat çekmektedir. Teşkilat, üye ülkelerin egemenliğine saygı gösterilmesi, terörle mücadele, ekonomik kalkınma gibi konularda da işbirliğini artırma çağrısında bulunmaktadır.

İslam İşbirliği Teşkilatı, 1969 yılında kurulmuş olup, 57 üye ülkeyi bünyesinde barındırmaktadır. Teşkilatın temel amacı, İslam dünyasının çıkarlarını korumak, üye ülkeler arasındaki dayanışmayı güçlendirmek ve uluslararası arenada İslam ülkelerinin sesini duyurmaktır. İİT, Birleşmiş Milletler nezdinde gözlemci statüsüne sahiptir ve çeşitli uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmaktadır.

İstanbul Deklarasyonu, İİT'nin İsrail'e yönelik tutumunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Uluslararası toplumun bu çağrıya nasıl yanıt vereceği ve İsrail'in bu konudaki tavrı, önümüzdeki günlerde yakından takip edilecek.