İmamoğlu Davası: Kürtçe Atasözü Ankara'yı Salladı! Şok Yorum!
Gündem

İmamoğlu Davası: Kürtçe Atasözü Ankara'yı Salladı! Şok Yorum!


05 December 20255 dk okuma11 görüntülenmeSon güncelleme: 06 December 2025

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma ve hazırlanan iddianame, Türkiye'nin gündeminde yankı uyandırmaya devam ediyor. Soruşturma kapsamında tutuklanan 19 kişinin serbest bırakılması, kamuoyunun dikkatini bir kez daha iddianamenin içeriğine ve yaklaşan duruşmanın seyrine çevirdi. Ankara'daki siyasi kulislerde ise iddianamenin kapsamı ve olası siyasi hedefleri üzerine yapılan yorumlar giderek artıyor.

İktidar Kanadından Dikkat Çeken Kürtçe Atasözü

Gazeteci Nuray Babacan'ın aktardığına göre, iktidar partisine mensup bir siyasetçi, iddianameyi değerlendirirken çarpıcı bir Kürtçe atasözüne atıfta bulundu: "Biri kavgada büyük taşa yönelirse, atma niyeti olmadığı anlaşılır." Bu söz, iddianamedeki konu çeşitliliğine ve dosyanın dağınık yapısına dikkat çekerek, dosyanın amacının hukuki olmaktan ziyade siyasi bir hesaplaşma içerdiğine işaret ediyor.

"400 Sanıklı İddianame Olmaz" Eleştirisi

Kulislerde yankı bulan bir diğer önemli yorum ise hukukçu vekillerden geldi. Uzmanlar, dosyanın hem teknik hem de yöntem açısından sorunlu olduğunu vurgulayarak şu çarpıcı değerlendirmeyi yaptı: "400 sanıklı iddianame olmaz. Çelişkiler ve yanlışlar mahkemede bir bir ortaya dökülecek. Yargıtay aşamasında böyle dosyaların geri dönmesine kimse şaşırmaz." Ayrıca, Yargıtay'daki kadroların İstanbul'daki ekiplere kıyasla daha bağımsız ve hukuk odaklı olduğu yönündeki görüşler de kulislerde sıkça dile getiriliyor.

"Dosya Kalabalık, Suç Tespiti Dağınık"

Hukukçular, iddianamenin yapısal biçimini de eleştirerek, klasik bir ceza davası ilkesi üzerinden şu noktalara dikkat çekti:

  • "Cinayet davalarında çok sayıda yara olsa da esas dava, kalbe saplanan darbe üzerinden yürütülür."
  • "Bu iddianameye bakıyorsunuz: Konu çok, ceza çok, ama odak noktası yok. Dosya gereksiz yere kalabalıklaştırılmış."
  • "Suçlamaları güçlendirmek yerine, zayıflatan bir anlatım var."

Bu değerlendirmeler, davanın kamuoyundaki tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı.

Babacan'ın aktardığı kulis bilgilerinde dikkat çeken bir diğer yorum ise şöyleydi: "Amaç bu iddianameden bir sonuç çıkarmak değil; Ekrem İmamoğlu ve ekibini siyasetin ve sistemin dışına itmek." Yaklaşan duruşma öncesinde hem siyasi hem de hukuki değerlendirmeler benzer bir noktada birleşiyor: İddianame, içerdiği karmaşık ve dağınık yapı nedeniyle bir hukuk metninden ziyade siyasi bir strateji belgesi olarak değerlendiriliyor.