İstanbul'da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, ne yazık ki bazı fırsatçıların iştahını kabarttı. Deprem sonrasında özellikle elektronik pazaryerlerinde ve emlak sektöründe görülen fahiş fiyat artışları, vatandaşların tepkisine neden oldu. Ticaret Bakanlığı ise bu duruma kayıtsız kalmayarak harekete geçti ve fırsatçılara ağır bir fatura kesti.

Bakan Bolat'tan Sert Uyarı: Fırsatçılığa İzin Yok!

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, deprem sonrasında elektronik pazaryerlerinin detaylı bir şekilde incelendiğini vurgulayarak, "Haksız fiyat artışı gerçekleştirdiği tespit edilen 60 adet işletme hakkında toplam 13 milyon 136 bin 110 TL idari para cezası uygulanmıştır. Fiyat artışı yapan 108 adet emlak işletmesine de toplam 27 milyon TL idari para cezası uygulanmıştır" ifadelerini kullandı. Bakan Bolat, fırsatçılığa asla izin vermeyeceklerini ve bu tür davranışların en ağır şekilde cezalandırılacağını belirtti.

CHP'den Soru Önergesi: Fırsatçılar Kimler?

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, konuyu Meclis gündemine taşıyarak Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Tanrıkulu, önergesinde deprem sonrasında yaşanan fiyat artışlarına dikkat çekerek, fırsatçı firmalara yönelik yapılan çalışmaları sordu. Bakan Bolat'ın verdiği yanıt, fırsatçılara yönelik kararlılığın net bir göstergesi oldu.

Deprem Sonrası Fiyat Artışlarına Karşı Ne Yapılabilir?

Deprem gibi doğal afetler sonrasında yaşanan fırsatçılık, toplumun vicdanını yaralayan bir durumdur. Peki, bu tür durumların önüne geçmek için neler yapılabilir?

• Bilinçli Tüketici Olmak: Fiyatları karşılaştırmak ve haksız fiyat artışlarını bildirmek.
• Yetkililere Bildirmek: Fahiş fiyat uygulayan işletmeleri Ticaret Bakanlığı'na bildirmek.
• Alternatifleri Değerlendirmek: Zorunlu olmadıkça, fiyatı artan ürünleri almaktan kaçınmak.
• Toplumsal Dayanışma: İhtiyaç sahiplerine yardım etmek ve dayanışma içinde olmak.

İstanbul depremi sonrasında yaşanan bu olaylar, doğal afetlerin sadece fiziksel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal etkilerinin de olduğunu gösteriyor. Fırsatçılıkla mücadele, sadece devletin değil, tüm toplumun sorumluluğundadır.