Karaburun Bilim Kongresi: Savaşın İzleri ve Medyanın Rolü
Gündem

Karaburun Bilim Kongresi: Savaşın İzleri ve Medyanın Rolü


05 September 20255 dk okuma61 görüntülenmeSon güncelleme: 10 December 2025

İzmir'in Karaburun ilçesinde düzenlenen 19. Karaburun Bilim Kongresi, bu yıl "Savaş" temasıyla başladı. Kongrede, akademisyenlerden gazetecilere kadar pek çok farklı disiplinden insan bir araya gelerek savaşın farklı boyutlarını tartıştı. Özellikle savaşın kadınlar üzerindeki etkileri ve medyanın bu süreçteki rolü, kongrenin ilk gününde öne çıkan konular arasında yer aldı.

Kongre Açılışı ve Feminist Eleştiriler

Kongre, Düzenleme Kurulu adına Erkin Başer'in konuşmasıyla başladı. Başer, kongreye cezaevinden katılan akademisyen ve araştırmacılara dikkat çekerek, Fulya Atacan, Bereket Kar ve Sırrı Süreyya Önder adına oturumlar düzenleneceğini duyurdu. Ancak açılış sunumu öncesinde, Karaburun'dan Bir Grup Feminist, yazar Murathan Mungan'ın açılış sunumu yapmasını eleştiren bir bildiri dağıttı. Bildiride, edebiyatın erkek egemen belleğiyle yüzleşmesi gerektiği ve kadınların sesini bastıran tavırlara alan açılmaması gerektiği vurgulandı.

Murathan Mungan ise konuşmasında, toplumun tarihle yüzleşmemesini eleştirerek, savaşın sadece askeri çatışmalarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda ataerki, eril ideoloji ve militarizmle de bağlantılı olduğunu belirtti. Savaşların en büyük mağdurlarının kadınlar ve çocuklar olduğunu vurgulayan Mungan, günümüzde askerlerden çok sivillerin öldüğünü ve üçüncü dünya savaşının bölgesel çatışmaların maskesi altında sürdüğünü ifade etti.

Savaş, Kapitalizm ve Şube Devletler

Kongrenin ikinci oturumu, "Rejimin, Hegemonyanın ve Sermaye Birikiminin İnşasında Savaşların Rolü" başlığı altında gerçekleşti. Aysun Gezen, kapitalizmin krizleri aşmak için savaşa ihtiyaç duyduğunu ve savaşların milyarderler yarattığını vurguladı. Haluk Yurtsever, sermayenin hareketlerinin ulus-devletleri aştığını ve "şube devletler"in ortaya çıktığını ifade etti. Yurtsever, 21. yüzyılı "savaş ve şiddet yüzyılı" olarak tanımlayarak Türkiye'nin de giderek savaşa doğru sürüklendiğini belirtti. Gürsan Şenalp ise İsrail'in Filistin'de uyguladığı soykırımın ekonomi politiğine odaklandı. Tayip Temel de Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlerin inkâr politikalarıyla yok sayıldığını ve gerçek barışın ancak özgürlük, demokrasi ve sosyalizm değerlerinin toplumsallaşmasıyla mümkün olacağını dile getirdi.

Gazetecilik Deneyimleri ve Savaşın Kadınlar Üzerindeki Etkileri

Kongrenin ilk gününün son oturumu "Gazetecilik Deneyimleri" başlığı altında gerçekleşti. Emine Uyar, gazeteciliği "herkesin kaçtığı yerlere gitmek" olarak tanımlayarak Filistin'de yaşamını yitiren gazetecileri andı. Beste Argat Balcı, kadınların savaşı farklı biçimlerde deneyimlediğini anlatarak, erkek egemen sistemin şiddetiyle birleşen savaşın kadın bedeninde ve yaşamında bıraktığı izlere dikkat çekti. Abdurrahman Gök, Ezîdilerin yaşadığı trajediyi ve 2014'te Kobanî'ye yönelik IŞİD saldırısını hatırlattı. Gök, gazetecilerin sadece barış anlarında değil, savaş anlarında da sorumlulukları olduğunu vurguladı. İbrahim Aslan ise Kobanî direnişinin dünya tarihine geçtiğini ve IŞİD'in yenilgisini başlatan yer olduğunu belirtti.

  • Savaşın kadınlar üzerindeki etkileri
  • Medyanın savaşlardaki rolü
  • Kapitalizmin savaşla ilişkisi
  • Kürtlerin inkâr politikaları
  • Gazetecilik deneyimleri

Karaburun Bilim Kongresi'nin ilk gününde, savaşın çok yönlü etkileri farklı perspektiflerden ele alındı. Feminist eleştirilerden gazetecilik deneyimlerine, kapitalizmin savaşla ilişkisinden Kürtlerin yaşadığı inkâr politikalarına kadar pek çok farklı konu tartışıldı. Kongre, savaşın sadece askeri bir olgu olmadığını, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve kültürel boyutları da olan karmaşık bir süreç olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.