İzmir'de yaşanan ve Türkiye gündemine oturan olayda, polis memuru Süleyman Ay'ın Büşra Karademir'e cinsel saldırıda bulunduğu iddiası ve sonrasında yaşananlar büyük yankı uyandırmıştı. Karademir'in kendisini savunduğu ve polisi vurduğu olay sonrası açılan davada karar çıktı. Süleyman Ay'a 10,5 yıl hapis cezası verilirken, Büşra Karademir ise beraat etti. Bu kararın gerekçesi ise oldukça dikkat çekici.
Olayın Detayları Nelerdi?
Olay, 31 Ocak 2024 tarihinde İzmir'in Karabağlar ilçesinde meydana geldi. Büşra Karademir, eşiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle KADES uygulamasından yardım istedi. Eve gelen polis ekipleri Karademir'i alarak Aile İçi Şiddet Büro Amirliği'ne götürdü. İfadesinin ardından ekip otosuyla evine bırakılan Karademir, iddiaya göre polis memuru Süleyman Ay'ın cinsel saldırısına maruz kaldı. Bunun üzerine Karademir, tabancayla Ay'ı yaraladı.
- Olay, 31 Ocak 2024'te gerçekleşti.
- Büşra Karademir, KADES uygulaması ile yardım istedi.
- Polis memuru Süleyman Ay, cinsel saldırı ile suçlandı.
Mahkeme Kararı ve Gerekçesi
Mahkeme, Süleyman Ay'ı 'Cinsel saldırı' ve 'Konut dokunulmazlığı ihlal' suçlarından 10,5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Büşra Karademir'in ise beraatine karar verildi. Gerekçeli kararda, Süleyman Ay'ın savunmalarının inandırıcı bulunmadığı, tanık beyanları ve maddi deliller ile doğrulanan Karademir'in beyanlarının üstün tutulduğu belirtildi. Mahkeme, Karademir'in yaşadığı travmayı ve kendini savunma içgüdüsünü göz önünde bulundurarak beraat kararı verdi.
Mahkeme gerekçeli kararında şu ifadelere yer verdi:
Sanık Süleyman Ay'ın savunmaları hayatın olağan akışına aykırıdır. Sanığın olay gecesi Karademir'in evine gitmesi ve orada bulunması için makul bir açıklama sunamamıştır. Büşra Karademir'in beyanları ise tutarlı ve güvenilirdir.
Kararın Toplumsal Etkileri
Bu karar, cinsel saldırı mağdurları için emsal teşkil edebilecek nitelikte. Mahkemenin, mağdurun beyanlarını ve yaşadığı travmayı dikkate alması, benzer davalarda da adil kararların çıkmasına katkı sağlayabilir. Aynı zamanda, güvenlik güçlerinin bu tür suçlara karışmasının toplumda yarattığı güvensizliği de gidermeye yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir.
Bu dava, Türkiye'de cinsel saldırı suçlarına karşı verilen mücadelede önemli bir dönüm noktası oldu. Büşra Karademir'in yaşadığı travma ve sonrasında verdiği hukuk mücadelesi, diğer mağdurlar için de bir umut ışığı olabilir. Adaletin tecelli etmesi, toplumun vicdanını rahatlatırken, benzer suçların işlenmesinin önüne geçilmesi adına da önemli bir mesaj niteliği taşıyor.