Sırrı Süreyya Önder, sadece bir sinemacı değil, aynı zamanda bir direniş sembolüydü. Ankara Meclis Parkı'nda hayvan hakları için verdiği mücadele, onun ömrünün son demlerinde bile nasıl yılmadan savaştığını gösteriyor. Bu park, onun sessiz tanığı ve mirasının bir parçası olarak yaşamaya devam ediyor.
Sırrı Süreyya Önder'in Mücadeleci Ruhu
Sırrı Süreyya Önder'i ilk olarak üniversite yıllarımda, Ankara Film Festivali'nde tanımıştım. Beynelmilel filminin senaristi ve yönetmeni olarak, sinemanın sadece bir sanat değil, aynı zamanda bir mücadele alanı olduğunu bizlere aşılamıştı. Onunla geçen her an, özgürlük, eşitlik ve barış mücadelesinin sinema ile nasıl daha çok yükseltilebileceğine dair inancımızı pekiştiriyordu.
Roboskî'den Gezi Direnişi'ne, Yüksel Direnişi'nden Meclis Parkı'na kadar, Sırrı Süreyya Önder her zaman ezilenlerin, ötekileştirilenlerin yanında yer aldı. Katliam Yasası'na karşı sokaktaki hayvanları korumak için verdiği mücadele, onun ne kadar kararlı ve fedakar olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ömrünün son anına kadar zulme karşı direndi ve bu direniş ruhunu bizlere miras bıraktı.
Meclis Parkı'ndaki Direniş
13 Mart 2025'te Ankara Meclis Parkı'nda yollarımız tekrar kesişti. Ankara Büyükşehir Belediyesi, parkta uzun yıllardır yaşayan köpekleri toplamaya başlamıştı. Gönüllüler hemen parka koştu ve belediye ekipleriyle müzakereler başladı. Ancak belediye yetkilileri, köpeklerin toplanması için sadece bir gün süre vermişti. İşte tam o sırada, Sırrı Süreyya Önder hiç düşünmeden parka geldi ve direnişe katıldı.
O gün parkta yaşananlar, Sırrı Süreyya Önder'in ne kadar cesur ve kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi. "Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin!" diyerek, sokaktaki hayvanların yaşam mücadelesine omuz verdi. Sabahın erken saatlerinde, yorgun kalbine rağmen parka gelerek, köpeklerin zarar görmesini engellemek için elinden geleni yaptı.
Miras ve Devam Eden Mücadele
Sırrı Süreyya Önder'in vefatı, hepimizi derinden üzdü. Ancak onun bize bıraktığı direniş ruhu, yaşamaya devam ediyor. Anayasa Mahkemesi'nin Katliam Yasası'nı onaylamasına rağmen, bizler mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Aynı onun Meclis Parkı'na gelip canları savunduğu gibi, bu kanlı yasaya rağmen yaşam hakkını ve sokaktaki canları korumaya devam edeceğiz.
Sırrı Süreyya Önder'in Meclis Parkı'nda söylediği gibi, hak mücadeleleri arasında bir hiyerarşi gözetmeden, hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük ve barış gelinceye dek mücadeleye devam edeceğiz. Onun adı ve bizlere miras bıraktığı direnme ruhu, mücadelemizde yaşayacak.
Sırrı Süreyya Önder'in unutulmaz sözleri:
- "Portakalları yiyin, vitamin olur. Biber gazı sıkarlarsa da limonlar hazır."
- "Merak etmeyin, ilk gelen belediyeyi döveceğim, köpekleri vermeyeceğiz."
Meclis Parkı'na yaşamlarını savunmak için geldiğin köpeklerin hiçbirini belediyeye ve ölüm kampı barınaklara teslim etmedik. Yine hepsi bir arada, özel ve güvenli bir yaşam alanında hayatlarına devam ediyorlar. Ve sana sözümüz olsun Sırrı Abê: Roboskî’den Gezi’ye, Yüksel’den Meclis Parkı’na uzanan direniş çizginden asla geri adım atmayacak; Meclis Parkı’nda o gün söylediğin gibi, hak mücadeleleri arasında bir hiyerarşi gözetmeden ve ayrımcılık yapmadan; hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük ve barış gelinceye dek mücadeleye devam edeceğiz.