
Yoksulluk Kader Değil! İşte Çözüm Yolları ve Yapılması Gerekenler
Yoksulluk, günümüzde milyonlarca insanı etkileyen, sadece gelir eksikliği değil, aynı zamanda insan onuruna yakışır bir yaşam sürme hakkının da ihlali anlamına gelen küresel bir sorundur. Açlık, barınma sorunları, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği gibi temel ihtiyaçların karşılanamaması, insan hakları ihlallerine zemin hazırlamaktadır. Bu durum, özellikle dezavantajlı grupları (engelliler, yaşlılar, LGBTİ+'lar, kadınlar, çocuklar, etnik azınlıklar, göçmenler, mülteciler) daha derinden etkilemektedir. Yoksulluk, bireysel bir sorun olmaktan öte, kapitalist sistemin yol açtığı yapısal bir sorundur ve bu nedenle mücadele edilmesi gerekmektedir.
Yoksulluk: Yapısal Bir Sorun
Yoksulluk, bireysel beceri eksikliği veya şanssızlık sonucu ortaya çıkan bir durum değildir. Aksine, bizi sömüren kapitalist sistemin bir sonucudur. Derin Yoksulluk Ağı'nın verilerine göre, sadece Türkiye'de 2 milyondan fazla 65 yaş üstü insan yoksulluk içinde yaşamaktadır. Bu durum, yoksulluğun kişisel bir mesele olmadığını, yapısal bir sorun olduğunu açıkça göstermektedir. Kapitalizm, insan hakları ihlallerine yol açan ve bu ihlallerin sürdürülmesini sağlayan bir sistemdir. Bu nedenle, yoksullukla mücadele, kapitalizme karşı mücadeleyi de içermelidir.
Kapitalizmin ilk bakışta bireysel bir mesele, tekil bir aileyi ilgilendiren bir sorunmuş gibi sunduğu temiz su, beslenme, barınma, eğitim, sağlık, çalışma yaşamı vb. alanlarla ilgili sorunlar zaman içerisinde yoksulluğu ve toplumda ayrışmayı derinleştirir. Onur Ünlü’nün senaryosunu yazdığı ve yönettiği İtirazım Var filminde Serkan Keskin’in canlandırdığı imam karakteri 65. dakikada zengin ve yoksul arasındaki uçuruma şu muazzam sözlerle dikkat çekiyor: “Komşusu aç iken tok yatmamak için zengin mahallesine taşınanlar var.”
Yoksullukla Mücadele Yolları
Yoksullukla mücadele, çok yönlü bir yaklaşım gerektirmektedir. İşte yoksullukla mücadelede izlenebilecek bazı yollar:
- İnsan hakları hareketinin yoksulluğa daha fazla dikkat kesilmesi: Yoksulluk meselesi, insan hakları örgütlerinin daimi gündeminde yer almalıdır.
- Ortak mücadele: Diğer insan hakları örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri vb. ile birlikte ortak mücadele yürütülmelidir.
- Mevcut mücadele araçlarını daha etkili kullanmak: Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü gibi önemli tarihler, farkındalık yaratmak için kullanılmalıdır.
- Hükümetlerin yeterli bütçe ayırması: Kamu bütçesi hazırlanırken kamu yararı gözetilmeli, toplumun geniş kesimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılayacak kamusal hizmetlere bütçe ayrılmalıdır.
- İşçi ve emekçi örgütlerinin güçlenmesi: İşçi ve emekçi örgütleri, sendikalar, konfederasyonlar, yoksullukla mücadelede kilit bir role sahiptir.
Sonuç: Yoksulluk Önlebilir!
Yoksulluk bir kader değildir ve önlenebilir bir insan hakları sorunudur. Bilinçli politikalarla, hükümetlerin yeterli bütçe ayırmasıyla, sivil toplum örgütlerinin ve sendikaların aktif katılımıyla yoksullukla mücadele etmek mümkündür. Yoksulluğu insanlığın gündeminden düşürmek için mücadelemizi sürdürmeli, yoksulluğun görünmez kılmaya çalıştığı acıları ve ihlalleri görünür kılmalıyız. Unutmayalım ki, yoksullukla mücadele, daha adil ve eşit bir dünya için verilen mücadeledir.