Türkiye'nin gözbebeği İstanbul ve deprem kuşağındaki diğer şehirlerimiz için imar planları hayati önem taşıyor. Uzmanlar, şehirlerin geleceğinin para hırsıyla hareket eden müteahhitlere ve rant peşindeki siyasetçilere bırakılmaması gerektiğinin altını çiziyor. Peki, doğru imar planlaması nasıl olmalı?

Medeniyet İnşa Etmek Şehirleri Yeniden Yaratmak

Şehirler sadece binalardan ibaret değildir. Asıl olan, medeniyet inşa etmek ve insanları da bu medeniyetin bir parçası haline getirmektir. Estetikten yoksun, kalitesiz malzemelerle inşa edilmiş binalar, deprem anında büyük bir felakete yol açabilir. Geçmişteki kaliteli yapıların yerini günümüzde maalesef eksiklikler almıştır. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, özümüzdeki bazı değerleri kaybetmemeliyiz. Kendi medeniyetimizden uzaklaşarak yapılan modernleşme, çarpık şehirleşmeyi beraberinde getiriyor.

Şehirleri insanın içsel güdülerinden ve doğal yaşamdan uzak kurduğumuzda, hayvan türleri yok oluyor, hayal gücümüz kayboluyor, ufka bakışımız ve tefekkürümüz dahi yok oluyor. Bina, mimari ve şehirleşme deyip geçmemek gerekiyor. Bunlar, çocuklarımıza bırakabileceğimiz en güzel miraslardan biri olan estetik ve yaşanabilir şehirler için hayati öneme sahip.

Kentsel Dönüşümde Medeniyet Tasavvurcuları Olmalı

Şehir planlama ve kentsel dönüşüm gibi önemli çalışmalarda, "medeniyet tasavvurcuları" da yer almalı ve onların görüşlerine başvurulmalıdır. Her zaman daha ileriye gitmek, daha iyisini yapmak anlamına gelmez. Bazen geriye dönüp bakmak, ufkumuzu açabilir ve doğru yolu bulmamıza yardımcı olabilir.

İstanbul üzerinden rant elde etmeye çalışanlar, bugünlerin hesabını yapmamışlardır. Gündelik siyasetin polemikleriyle ve rant elde etme çabalarıyla uğraşanları bir kenara bırakarak, depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm doğrudan devletin eliyle yapılmalıdır. TOKİ artık sahaya inmeli ve yerel yönetimlere aktarılan paralardan kesinti yapılarak milletin kaderi siyasi zübüklerin elinden alınmalıdır.

Devletin Güçlü Eliyle Kentsel Dönüşüm

Çok konuşanların sesi kesilip, milletin ve devletin lehine ne olacaksa yapılmalıdır. İşin ucunda can güvenliği olan her konuda merkezi karar alınıp uygulanmalıdır. Azalan zamanı iyi kullanmalı ve değişen mevzuata göre yapı stoku güçlü şehirlere dönüştürmeliyiz. Medeniyet inşası için henüz geç kalmadık. Ülkemizin ve devletimizin tüm kurumları görevinin başındadır.

Unutmayalım ki inşaat sadece bina yapmak değil, aynı zamanda medeniyet inşa etmektir.