14 Mayıs 2025 Çarşamba

Kızamık Alarmı! Aşı Olmayan Çocuklar Risk Altında mı?

Son yıllarda dünya genelinde kızamık vakalarında yaşanan artış, özellikle aşılanmamış çocuklar için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, bu tehlikeye dikkat çekerek, kızamık aşısının önemini vurguluyor. Aşılanmamış çocukların büyük bir risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Güzel, kızamığın solunum yoluyla bulaştığını ve çevrede uzun süre canlı kalabildiğini ifade ediyor. Bu durum, aşılanmamış her 10 çocuktan 9'unun kızamığa yakalanma olasılığını beraberinde getiriyor.

Kızamık Virüsü ve Bulaşma Riski

Prof. Dr. Ahmet Güzel, kızamık virüsünün özellikle aşısız çocuklarda yüksek bulaşma riski taşıdığını belirtiyor. Virüsün solunum yoluyla kolayca yayıldığını ve çevrede saatlerce canlı kalabildiğini vurgulayan Güzel, bu durumun kızamığın hızla yayılmasına zemin hazırladığını ifade ediyor. Amerika ve Avrupa'da vaka sayılarındaki ciddi artış, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.

Kızamık, oldukça bulaşıcı bir hastalıktır ve özellikle bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmemiş olan çocuklar için büyük bir risk oluşturur. Hastalık, ateş, öksürük, burun akıntısı ve ciltte döküntüler gibi belirtilerle kendini gösterir. Kızamık, bazı durumlarda zatürre, ensefalit (beyin iltihabı) ve hatta ölüm gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

  • Kızamık virüsü solunum yoluyla bulaşır.
  • Virüs, çevrede 2 saate kadar canlı kalabilir.
  • Aşısız çocuklar yüksek risk altındadır.

Kızamık Aşısının Koruyucu Etkisi

Prof. Dr. Ahmet Güzel, kızamık aşısının koruyuculuğunun yüzde 97'ye ulaştığını ve bu hastalığa karşı en güçlü silah olduğunu belirtiyor. Aşı sayesinde, hem bireysel olarak çocukların sağlığı korunmakta hem de toplum genelinde bağışıklık sağlanarak salgınların önüne geçilmektedir. Aşılamanın ihmal edilmemesi, kızamıktan korunmanın en etkili yoludur.

Kızamık aşısı, genellikle kızamık-kabakulak-kızamıkçık (MMR) aşısı olarak kombine bir şekilde uygulanır. Aşı, çocuklara 12-15 aylıkken ilk doz ve 4-6 yaşlarındayken ikinci doz olmak üzere iki doz şeklinde uygulanır. Aşı, güvenli ve etkilidir ve yan etkileri genellikle hafiftir. Aşı sonrası hafif ateş veya döküntü görülebilir, ancak bu durum genellikle kısa sürede kendiliğinden geçer.

Aşılamanın yanı sıra, kızamıktan korunmak için hijyen kurallarına da dikkat etmek önemlidir. Özellikle kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçınmak, elleri sık sık yıkamak ve öksürürken veya hapşırırken ağzı ve burnu kapatmak, virüsün yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir.

Kızamık Vakalarındaki Artışın Nedenleri

Son yıllarda kızamık vakalarında görülen artışın çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Aşı karşıtlığı, aşıya erişimde yaşanan zorluklar ve bazı bölgelerdeki savaş ve göç gibi faktörler, aşı oranlarının düşmesine ve dolayısıyla kızamık vakalarının artmasına yol açmaktadır. Ayrıca, pandemi döneminde aşılamanın aksaması da kızamık vakalarındaki artışta etkili olmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve diğer sağlık kuruluşları, kızamıkla mücadelede aşılamanın önemini sürekli olarak vurgulamaktadır. Aşı oranlarının yüksek tutulması, kızamığın yayılmasını önlemenin ve toplum sağlığını korumanın en etkili yoludur. Ebeveynlerin, çocuklarını zamanında aşılatarak hem kendi çocuklarının sağlığını koruması hem de toplum sağlığına katkıda bulunması büyük önem taşımaktadır.

Kızamık, aşı ile önlenebilir bir hastalıktır ve aşılanma oranlarının artırılması, bu hastalığın tamamen ortadan kaldırılması için hayati öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, aşı sadece bireysel bir koruma sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplum sağlığını da korur. Bu nedenle, kızamık aşısının önemi konusunda farkındalık yaratmak ve aşılamayı teşvik etmek hepimizin sorumluluğundadır.

İlgili Haberler